29 Ekim 2011 Cumartesi

Sonsuza uzanan gerçek olmayan replikler.

-Neden hep abim gibi, babam gibisin, neden hiç dostum, arkadaşım sevgilim olmuyorsun?

-Çünkü korunmaya ihtiyacın var senin.

-Benim sadece sevilmeye ihtiyacım var.

-Seni sevdiğimi biliyorsun.

-Biliyorum. Ama göremiyorum.

- ...

- Yeterince baba şefkati aldım ben.

- Ne demek bu?

-Yoruldum demek. Artık tek başıma sevemiyorum demek.

18 Ekim 2011 Salı

tanımak.

-Beni yeteri kadar tanımıyorsun.

Tanıyorum kahrolası. Sabah kahvaltıda ne yediğini, üstüne miden ağrıdığı için soda içtiğini, Mantarlı tavuğa dayanamadığını, közlenmiş biberin favori yemeğin olduğunu biliyorum.

Hangi müziğin seni hangi düşüncelere ittiğinş, favori müziğini, en keyif aldığın anları , yorulduğunda veya inancını kestiğinde bir şeylerden, ellerini başının üzerinde birleştirip aklından geçenleri durdurmaya çalıştığını biliyorum.

Bana "iş" olarak göstermeye çalıştığın her şeyin aslında iş değil de seni oyalayacak şeyler olduğunu ve kendini bazı şeylere inandırmaya çalıştığını, buna zorunlu olduğunu düşündüğünü biliyorum.

Hala gitmek istediğin yerler var ve senin hayallerini hatırlıyorum.

Kuracağım hangi cümlede ne gibi bir cevap alırım biliyorum.

Bana ihtiyacın olduğu zamanı hissedip yanına geliyorum.

Seni sana rağmen kabul edip seviyorum.

Seni tanıyorum.